SOSYAL MEDYA

12 Ocak 2021 Salı

Bozkır'ın Umudu (Hakan Yaman)

 PROF. DR. ALBERT ECKSTEIN: BOZKIR’IN UMUDU


Prof. Dr. Albert Eckstein’ın biyografisi incelendiğinde yaşamı boyunca uğradığı haksızlıklara rağmen, mücadeleci ve cesur bir şahsiyet karşımıza çıkar. Kendisi Birinci Dünya Savaşı’ndan övgülerle ve kahramanlıklarla çıkarken, Alman Nazi iktidarında üçüncü sınıf insan vasfına indirgenmiş ve memleketini terk etmeye zorlanmıştır. 1933 yılında kendisi gibi olan ve aryan ırka dahil kabul edilmeyen 52000 Alman hekimden 9000’i (%17) fişlenmiş ve öncelikle kamuda çalışanları ihraç edilmişlerdir. Prof. Dr. Albert Eckstein savaşta göstermiş olduğu cesaret nedeniyle iki yıl kadar daha görevini koruyabilmiştir. Ancak kendisi de baskılara dayanamamış ve 1933 yılında Türkiye’ye göç etmeye başlayan 300 kadar akademisyene katılmıştır. Türkiye’ye göç eden akademisyenler üniversite reformu ile boşalan öğretim üyesi kadrolarında görev almışlar ve Atatürk’ün direktifleriyle genç Türkiye Cumhuriyeti’nin İstanbul ve Ankara’da bulunan akademik kurumlarının reform ve inşasında görev almışlardır. İkinci dünya savaşının bitimiyle, Almanya’dan göç etmiş olan hekimlerin %5 kadarı yeniden Almanya’ya dönmüşler ve akademik çalışmalarına devam etmişlerdir (1).

Türkiye’de 1936 yılında İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinin üçte ikisi ve tıp fakültesi enstitü ve klinik şeflerinin 16’sı Almanya’dan gelen akademisyenlerden oluşmaktaydı. Atatürk’ün öngörüsü ile üniversitelerde bilimsel ve teknolojik gelişmeler ivmelenmişti (2,3).

Prof. Dr. Albert Eckstein ise Ankara Numune Hastanesi’nde Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı bölümünde görevlendirilmiş ve Türkiye’de kaldığı süre boyunca Anadolu’yu mükerrer defalar dolaşmış, incelemelerde bulunmuş ve çocuk hastaları tedavi etmiştir (1,2,4).

1937 yılında başlayan gezilerinde İç Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz Bölgelerini (örn. Yozgat, Çorum, Samsun, Amasya, Sivas, Seyhan, İçel, Gaziantep, Niğde, Kayseri, Konya, Afyon Karahisar, Eskişehir vb.) ziyaret etmiş ve incelemiştir. Gittiği yerlerde mülki ve sağlık teşkilatlarının destekleriyle 50000’in üzerinde çocuk muayene edilmiş ve kayıt altına alınmıştır (5,6).

Kendisi Anadolu bozkır çocuklarının umudu olmuş, her fırsatta Anadolu’nun yoksul köylerinde yaşayan çocuklara ve ailelerine şifa dağıtmıştır. Ayrıca görmüş olduğu insanları ve genç cumhuriyetin Anadolusunu fotoğrafları ile ebedileştirmiştir. Hatta çekmiş olduğu fotoğraflardan birisi çok beğenilmiş ve vermiş olduğu hizmetlere teşekkür edercesine kırklı yıllarda TC Merkez Bankası tarafından basılan 10 TL’lik banknotların üzerinde yerini almıştır. (Şekil 1) (7,8,9,10). 

Prof. Dr. Albert Eckstein gezdiği Anadolu’da gördüklerini ayrıntıyla kaydedip, bilimsel mecralarda yayınlarken, son derece etkili fotoğraflar da çekmiştir. Kendisi Anadolu ile ilgili bir toplumcu belgesel çalışmanın temellerini atmıştır. Günümüzde fotoğrafları muhtelif sergilerde izleyicisine kavuşmuş, albümlerde ebedileşmiş ve hatta Cambridge Üniversitesi’nin Skilliter Centre for Ottoman Studies koleksiyonunda yer verilmeye lâyık görülmüştür. (https://cudl.lib.cam.ac.uk/collections/skillitercentre/1 )

Prof. Dr. Yıldırım kendisi ile ilgili yorumunda şöyle söz eder; “40’lı yılların Anadolu şehirlerinde, köylerinde gezintiye çıktığımı hissettim, her çocuğun gözünde şimdiki çocukların gözlerini, her kadının bakışında analığın değişmez bakışını ve kadınlığın güzelliğini gördüm. Gülüşlerin içtenliği, bakışların derinliği beni benden aldı götürdü. Bu fotoğrafları köylerde, kasabalarda dolaşırken kendi çektiğim fotoğraflarla kıyasladım. Zamanın neler getirip neleri götürdüğünü gördüm, hissettim. Sevindim, üzüldüm, hislendim, ağladım… Eckstein’ın fotoğraflarının dönemin insan dokusunu ve Anadolu yaşamını bütün gerçekliği ve doğallığıyla yansıttığını, bu özelliğiyle Sabahattin Ali’nin öyküleri ile Fikret Otyam ve Ali Öz’ün fotoğraflarındaki tadın bir karışımı olduğunu hissettim adeta”. (Şekil 2) (10)


Prof. Dr. Albert Eckstein araştırmalarını çekmiş olduğu bu etkileyici fotoğraflarla güçlendirerek, tıpkı bir sosyal belgeselci gibi toplumsal değişikliklerin önünü açmıştır. Kendisi Ankara’da yeni sağlık kurumlarının açılmalarına ön ayak olmuştur. Çalışmalarından etkilenen genç hekimlerin çocuk sağlığı ve hastalıkları alanına meyil etmelerine vesile olmuştur. Bu genç hekimlerden birisi önemli bir şahsiyet olan, Anadolu gezileri sırasında karşılaştığı ve daha sonra yanında çalışarak çocuk sağlığı ve hastalıkları alanında uzmanlaşacak olan Prof. Dr. İhsan Doğramacı’dır. Yetiştirmiş olduğu gençler taşıdığı bayrağı devralmış ve ülkemizdeki ana-çocuk sağlığı hizmetlerinin öncelikli bir alan haline gelmesine katkıda bulunmuşlardır (8,9).

Eckstein, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Türkiye’ye yerleşmesinin 14.yılında, kendisini göçe zorlayan memleketine geri dönmek üzere Ankara Garı’ndan kalabalık bir dost grubu tarafından uğurlandı. Savaş sonrası Alman üniversiteleri kendisini davet etmek üzere yarışa girdiler ve nihayetinde altıncı teklifi kabul ederek Hamburg Üniversitesi’nde çocuk sağlığı ve hastalıkları profesörü oldu. Orada vermiş olduğu ilk dersi ise “Türkiye’deki Pediatrik Bakıma İlişkin Sorunlar” olmuştur. Sosyal hijyen ve sağlık bilimleri konusundaki sıra dışılığını ortaya koymuştur. Ancak Ankara’dan ayrıldıktan sonra üretimini sürdürememiştir. Altı ay sonra geçirdiği kalp krizi sonucu ebedi yolculuğuna çıkmıştır (5,8,11,12,13).

Prof. Dr. Albert Eckstein ve meslektaşları, çalışmaları ile Atatürk İnkılâplarını en iyi şekilde hayata geçiren kişilerden olmuşlardır. Savaştan yeni çıkmış olan bir ulusun geleceği olan genç neslin sağlıkla günümüze kavuşmalarına büyük katkı sağlamışlardır.

Kaynaklar:

1. Würthner F. „Lebensgeschichten.net“ . Zur Person. Heinrich-Heine-Universität Düsseldorf. Erişim: http://www.lebensgeschichten.net/selcont3.asp?m=1&typ=P&value=218 . Erişim Tarihi: 15.09.2020.

2. Peppler L., “ Medical Migration between Turkey and Germany from the 1930s to the 1970s: The Establishment of a Transnational Professional Network.” Erişim: https://remedianetwork.net/2016/12/02/medical-migration-between-turkey-and-germany-from-the-1930s-to-the-1970s-the-establishment-of-a-transnational-professional-network/ . Erişim Tarihi: 14.09.2020.

3. Wiedemann, H.-. Albert Eckstein. Eur J Pediatr 153, 303 (1994). https://doi.org/10.1007/BF01956406

4. Akar, N.. “Albert Eckstein: a pioneer in pediatrics in Turkey.” The Turkish journal of pediatrics 46 4 (2004): 295-7

5. Kalyoncu AF. , “Anadolu Bozkır’ında bir Alman Profesör.” Erişim: https://fikir.news/yazarlar/ali-fuat-kalyoncu/anadolu-bozkirinda-bir-alman-profesor/?doing_wp_cron=1599757655.5248301029205322265625 . Erişim Tarihi: 14.09.2020.

6. Bahçıvan M. “Bozkır Çocuklarına Adanmış Bir Yaşam, Dr.Albert Eckstein.” Erişim: http://www.altinsehiradana.com/Makale/bozkir-cocuklarina-adanmis-bir-yasam-dralbert-eckstein/366/ . Erişim Tarihi: 14.09.2020

7. Balcı C., “Anadolu’da Bir Alman Doktor: ALBERT ECKSTEIN”. Erişim: https://cumhuriyetciyorum.wordpress.com/2017/05/19/anadoluda-bir-alman-doktor-albert-eckstein/. Erişim Tarihi:15.09.2020.

8. Heinzelmann W., “ The German-Jewish paediatrician Albert Eckstein (1891-1950) exiled to Turkey: Pioneeringmodern paediatric care and social hygiene (health sciences) during World War II (Review article).” SEEJPH2015, posted: 18 January 2015. DOI 10.12908/SEEJPH-2014-37

9. Akar N., “Bozkır Çocuklarına Bir Umut”, İstanbul: Gürer Yayınları, 2008

10. Yıldırım SV., “Dr. Albert Eckstein ve Toplumcu Belgeci Fotoğrafları”, Erişim: https://www.serbeststil.com/albert-eckstein/ . Erişim Tarihi: 15.09.2020

11. Günay-Erkol Ç., Reisman A. Émigré, “Albert Eckstein’s Legacy on Health Care Modernization in Turkey: Two Generations of Students Who Have Made Major Contributions”, Hygiea. 2008;7(1): 27-48.

12. Akar, N., Reisman, A., & Oral, A. (2007), “Albert Eckstein (1891–1950): Modernizer of Turkey’s paediatrics” in exile, Journal of Medical Biography, 15(4), 213–218. doi:10.1258/j.jmb.2007.06-54

13. Akar, Nejat and Reisman, Arnold and Oral, Aysu, “Modernizer of Turkey's Pediatrics: Albert Eckstein” in Exile (March 29, 2005). Available at SSRN: https://ssrn.com/abstract=694403 or http://dx.doi.org/10.2139/ssrn.694403


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Feridun Andaç

  KENDİ BAKIŞINDA BİR SES OLABİLMEK                                                                                                         ...