SOSYAL MEDYA

12 Ocak 2021 Salı

Neden Yetişkinler Çocuk Edebiyatı Okumalı ( Gonca Dut)

 Neden Yetişkinler Çocuk Edebiyatı Okumalı

Neden çocuk kitapları okumalıyız? Behiç Ak Notos dergisine verdiği bir röportajında şöyle diyor:

’’Dilerim yetişkinler de anlıyordur. Ben çocuk öykülerini aslında yetişkinlere yazdığımızı düşünür oldum. O yüzden diyorum ki, kitaplarını masanın üstünde unutanlar çocuklar olsun da, yetişkinler merak edip okusun.’’

Çocuk edebiyatı sınıfına giren herhangi bir kitabı okumayı bırakalı uzun zaman olmuştu. Ta ki arkadaşımla canımın bu aralar fena sıkıldığını, ne okuduğum kitaptan ne de izlediğim filmlerden hoşlanmadığımı anlattığımda, bana yeniden Şeker Portakalını okumamı önerinceye kadar. İyi ki yeniden okudum. Ve o gün bugündür ne zaman canım sıkılsa elime bir çocuk edebiyatı kitabı alıp, büyüyerek ya da yaş alarak unuttuğumuz yüzlerce güzel duyguları, saflığı, doğallığı, olduğun gibi görünmeyi, aklından geçenleri kelimelere dökmeyi kısacası umudu ve dünyada ne kadar iyi duygu varsa yeniden hissedebilmeyi başarıyorum.

Binlerce çocuk kitaplarından kitabından hangisini elinize alsanız, size içini, hiç lafı dolandırmadan açıverir. Üzmez. Burada ne anlatılıyor acaba yazar neyi kastetti dedirtmez. Aynı Bir çocuk sadeliği ile her şeyini gözlerinizin önüne seriverir.

Mesela Miceal Ende’ nin ilk defa 1971 yılında basılan fantastik kitabı Momo’yu okuduğunuzda küçük bir kız çocuğu ile zamanı nasıl harcadığınızın muhakemesine girersiniz. Zaman tasarrufu edelim derken aslında yaşamdan tasarruf ettiğinizi fark edersiniz. Yaşamınızın amacını, sevdiklerinizin varlığını, zamanın ne kadar kolay harcandığını, esas harcadığınız şeyin ise yaşamınız olduğunu anlarsınız kitabın satırları arasında gezinirken.

Küçük karabalığa Kara Balık’a ne demeli peki? Özgürlüğe kucak açmak isteyen yavru balığın peşinden siz de esaret altında olduğunuz şeyleri sorgulama ihtiyacına davet edilirsiniz. Yaşadıklarınızı, yaşamak istediklerinizi, olmak istediğiniz yeri yeniden sorgularsınız. Belki de yıllarca cesaret edemediğiniz bir şeye Küçük Kara Balık gibi kimsenin ne dediğine aldırmadan yıllar sonra atlayıverirsiniz.

Benim en sevdiklerimden en sevdiğim çocuk kitaplarından bir tanesi biri de Pal Sokağı Çocukları. Kitabı okudukça arkadaşlık kavramını, dostluğu, düşmanlığı çocukların bakış açısıyla bir kez daha sorguluyorsunuz sorgularsınız. Sizin olan nesnelerin elinizden alınmaması için verilen savaşı ve bu savaşta canını ortaya koyan küçük insanların acıklı hikayesini okursunuz. Kitabı bitirdiğinizde yanağınızda iki damla gözyaşı ile kalbinizde yerini almıştır Pal Sokağı Çocukları.

Bu yazıda binlere çocuk kitabını tanıtıp eleştiri yazısı yazabiliriz. Kitapların isimleri önemli değil. Yaş sınırlaması hiç önemli değil. Herhangi bir tanesini birinin şöyle bir kapağını kaldırıp birkaç sayfasını okuyun. O sayfaların sizi nasıl sarıp sarmaladığını hissettikten sonra emin olun bir daha bırakamayacaksınız. Kim bilir belki dünyayı bu kitapları okuyan yetişkin insanlar yeniden yaşanılabilir yaşanabilir bir yer haline getirebilir. Ne dersiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Feridun Andaç

  KENDİ BAKIŞINDA BİR SES OLABİLMEK                                                                                                         ...