YAZI AĞACI’NDAN OKURLARA
Yuvası deniz olan bir kuş ismiyle çıktık ilk yola. Kuşun isminden ziyade kanatları önemliydi bizim için. İki büyük kanat vardı üzerimizde; ikisi de edebiyat dünyamıza büyük gönül vermiş, biri bu uğurda saçlarını, diğeri sakallarını ağartmış, iki güzel insan, tuttular kollarımızdan, iki koca kanat, uçtuk geldik bir ağacın dalına konduk.
Sonra cümbür cemaat ağaç olduk.
Yazı Ağacı.
Bir adada yaşıyoruz, hepimiz.
Bizler genç kalemleriz, ağaç bizim evimiz.
Ağaç en nihayetinde doğanın olduğundan, ee yani bizler de en nadide parçası, ey insan, sevdim seni, bu ev bizim, hepimizin.
Kimi gelsin salıncak kursun, kimi gelsin altında dinlensin, kimi de meyvelerinden karnını doyursun.
Artık bir evimiz olsun, istedik, uç uç nereye kadar denizin üzerinde, geldik bir adaya konduk, ağaç olduk, güzel de bir ağaç olduk.
Hem şimdi uçmak bir yaprağın gölgesinde, uçmak var, her mevsim uçmak ve denize konmak, gitmek gidebildiğin yere...
Çok güzel olduk, çok da iyi olduk, kimsenin şeyine kimse karışamaz, bizi en sert lodos vursa da yıkamaz.
Hem yıksa ne olacak.
En nihayetinde gideceğimiz yer, eski evimiz, deniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder