KADIN
Oysa inanmıştım ben sana, aşka. Ama kimdik biz bu dünyada? İki ruh, iki
beden, iki can. Ne yapabilirdik? Sözler dökülemiyordu ki dudaklarımdan, nasıl
bağıracaktım ben? Bilmiyorum nasıl olurdu eğer cesaret edebilseydim. Belki o
zaman dokunabilirdim sana, elini tutabilirdim. Belki o zaman umrumda olmazdı
arkada kalanlar. Ah şu korku… Nerede özgürlük, nerede biz?
Oysa seni ilk gördüğümde, kalbim cesaretle dolmuştu. Yanına gidecektim,
ellerini elime alacaktım, gözlerine bakacaktım. Sözcükler, sesler, renkler… Bir
film sahnesinden fırlamış gibi… Bizim olacaktı o an. Belki tek bir an, yeter
miydi?
Işıklı bir gecede başlamıştı yolculuğumuz, uzaklarda. Seninle ben,
yapayalnız… Şimdi karşımdasın, saçların uçuşuyor, güzelliğin damağımda. Sesin
yok, niye çıkmıyor? Çekinme, ben de senin gibiyim. Ben de korkuyorum. Neden
uzaktasın, neden gelmiyorsun yanıma? Oysa seviyordum ben seni. Seviyorum.
Sensizliği de seni de. Nasıl bilmiyorum. Dünya dönüyor, sözcükler uçuyor, sen
kalıyorsun. Sensiz olmak, senden o kadar da uzak değil aslında. Gerçek misin?
Hayal misin? Sanmıyorum. Kimsin sen? Nasıl bu kadar güzelsin?
Sevgiye kim karar veriyor? Sevilecek kişiye… İlahi bir güç mü? İnsan
ötesi bir şey mi bu? Dünyadan uzak, senden benden ayrı… Sanmam. Sanki güzel bir
akşamın soğuğu gibi uzaklarda, sessizce izleyen biri… Seni seçiyor sevmem için,
seni gösteriyor. Nereye gitsem orada buluyor beni. Çünkü her şey sen, herkes
sen, bütün zamanlar sen. Ben kimim o zaman? Sadece sevmeye çalışan bir insan
benzeri mi? İstemiyorum. Bu kadar basit olmak, kime yakışır? Zamanla bulur
muyum kendimi, senden ayrı beni? Bulmak istemiyorum belki de. Senden ayrı bir
ben var mı, öğrenmek istemiyorum. Zamandan bağımsız, yaşlanıyorum. Seni
beklerken, seni izlerken, sana yaklaşamazken… İçim kuruyor, ama susmuyor.
Susamıyor. Kesmiyor sesini, bağırıyor. Kulaklarımda sesler çığlık çığlığa, sana
bakıyor.
Beyazlar içindesin sevgilim, ufka bakıyorsun. Yıldızlar çıkıyor, ay
kararıyor. İçim inliyor. İnsan, insan… Neredesin sen? Kimim ben? Ne yapıyorum
burada? Gözlerim kararıyor, aklım buğulanıyor. Eksi bir anı kırıntısı, bir
fotoğraf… Orada mısın? Burada… Tam karşımda.
Elini tutsam, ne derdi dünya? Çok mu yanlıştı bu düşüncelerim? Öpseydim
seni, kim olurdu karşı geldiğim?
Sözlerini dinliyordum, sözcüklerini… Aynı dil miydi konuştuğumuz?
Farklı duyuluyordu oysa dudaklarında, anlam veremiyordum.
İçim acıyordu. Bu kadar yakınımdaydın. Yanımda. Neden hâlâ uzatamıyordum
elimi? Ne tutuyordu beni? Arkamızda milyonlarca göz… Bir olamıyorduk. Sen ve
ben, tek kalamıyorduk.
Aşk deme cesaretim yoktu, affet. Güçsüz ve korkak…
Sessizliği seçmiştim. Ne uğruna?
Kabul edilmiş doğrular arkasında koşmak, haklı olmak…
Saçma. Bendim saçma.
Benliğini terk etmiş bir varlık... İnsan denir miydi ona?
Oysa bir kere dokunsaydım yüzüne, koysaydım başımı göğsüne, sadece seni
duysaydım…
O zaman olur muydum insan?
O zaman bir kadın sevebilir miydi bir kadını?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder