SOSYAL MEDYA

12 Ocak 2021 Salı

İkilem (Zeliha Tamer Uçar)


Karşıdaki sayısız pencereye, caddelerde koşturan insan ayaklarına bakıyorum. Kalabalık. Çığlıklar. Kalabalığın içinde yalnızlıktan çığlık atıyor insanlar(?). Gecenin karanlığında birbirini saran kollar ihanet dolu. Birbirine sadakatsiz, alışkanlıklarına sadık insan silüetleri yansıyor pencerelere.

Kente bakıyorum. Sessiz. Soğuk. Bitişik evler hep. Ruhlar kalabalıkların arasında sıkışıp kalmış. Canı çekilmiş insan karartıları dolaşıyor caddelerde. İnsanlar alışkanlıklarının kölesi. Yaşamayı hep yarına erteleyen gölgelerin ayakları telaşlı.

Zaman hiç geçmiyor, günlerdir kafamı yorganın altından çıkaramıyorum. Başımı omuzlarımın içine gömmek istiyorum. İnsan kalabalığı boğuyor beni. Aynı masanın etrafına oturmuş, ruhları birbirinden uzakta insan kalabalığı. Her pencerede ayrı bir senaryo her gün kendini tekrarlıyor.

Kalabalık kentlerde. İnsanlar akar. Araçların gürültüleri. Trenler. Uzun yollar. Uzaklarda bir gemi olabilir belki. Her gün kente ağız dolusu insan kusan bir gemi. İnsanlar kraliçe arı için çalışan işçiler gibi paranın kölesi. Hep yarına erteledikleri hayalleri için, daha fazla, daha fazla çalışan kraliçe arının kölesi işçi arılar. Ölseler kimsenin haberi olmadan yerine bir yenisinin geçeceği bir düzenin kölesi işçi arılar, her gün şehre uzaklardan gelerek limanı doldurup boşaltırlar.

Karanlık bir yerlerde uçuyorum. Ağaçların arasında o beliriyor. Ona doğru gitsem tutacağım. Başım dönüyor. Sırtımdaki ağırlıklar beni aşağı çekiyor. Onu yakalamak istiyorum. Hızla önümden bir ışık huzmesi gibi akıyor. Baba diye sesleniyorum. Duvarın tepesine konup kafasını bana doğru çeviriyor. Dönsün, gitmesin diye elimi uzatıyorum. Başım dönüyor. Babam bir hologram gibi parlayıp sönüyor.

Karanlık bir kuyunun içine düştüm. Her an biraz daha içine çekiliyorum. Ayaklarıma bağlanan yükler beni karanlığın içinde boğmak istiyor. Başımı yukarı kaldırıyorum. Gökyüzü zift karası. Kuyular çıkmak için. Sessizlik bağırmak için diye yineliyorum içimden. Kuyunun başında babam beliriyor. Uzatıyorum ellerimi gökyüzüne doğru. Babamın gözlerinde bir ışık yanıp sönüyor. Çığlıklarımı sessizlik yutuyor.

Yorganın altında kalacağım hep. Yeniden düştüğüm her yol karanlık bir boşluğun içinde kayboluyor. Varlığıma ihanet ediyorum. Ruhum tavana yükselip bana dönüp bakıyor. Biraz sonra yeniden bir hapishaneye girer gibi içimdeki boşluğa dönmeye mahkûm.

Bütün gövdem uyuşmaya başladı. Zihnim siyah beyaz televizyon ekranı gibi karıncalanıyor. Her yanıma yayılıyor bu uyuşukluk. Parmaklarımın ucuna değin. ‘’Baba!’’ ‘’Evet, söyle’’ Bilerek evde bıraktın bunları değil, mi?’’ Lunaparkta benim için kazandığın ‘’Mavi Ayı’’, misketlerim, gazete kağıdından birlikte yaptığımız gemi. Birlikte gemiyle dünya seyahatine çıkacaktık seninle. Sen de sözünü tutmadın, tıpkı annem gibi, avuçlarımdan sen de kayıp gittin. Kuyunun suyu gittikçe çekiliyor, ben biraz daha gömülüyorum. Kuyular çıkmak için. Sessizlik çığlık atmak için. Tekrarlıyorum defalarca içimden. Çığlık atabilsem belki çıkacağım kuyunun içinden. Çığlık atmak için nefes almak gerek. Ben boğuluyorum.

Ayağa kalksam, yere düşeceğim. Hiç bir yanım tutmayacak. Çocuklar oynuyor. Sesleri bana kadar geliyor. Çocukluğumda seninle oynarken attığım çığlıklar yankılanıyor kuyunun taş duvarlarında. Çok soğuk burası baba. Uzat elini, tut elimden. Yorganın içine biraz daha gömülüp sessizce çığlık atıyorum. Birileri duysun istiyorum belki de sesimi.

 Cebimdeki misketleri avuçluyorum. Çocukluğuma sarılıyorum. Birlikte attığımız bir kahkahayı tutmaya çalışıyorum. Bir yıldız gibi kayıp ufkun ötesinde kömürleşiyor. Sayı sayıyorum. Hiç olmuyor. Sonu gelmiyor. Zihnim siyah beyaz televizyon ekranları gibi karıncalı. Hatıralarımız boşluklar arasında kayboluyor. Bir yük gibi hayat omuzlarımda. Ruhum bir ceset gibi yorganın içine gömülmüş bedenime dönüp dönmemekte ikilem içerisinde yükselip, geri dönüyor. Cennetle cehennem arasında asılı, arafta yaşıyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Feridun Andaç

  KENDİ BAKIŞINDA BİR SES OLABİLMEK                                                                                                         ...