SOSYAL MEDYA

27 Ocak 2021 Çarşamba

Saniye Kısakürek - Uzun Beklemenin Şiiri


UZUN BEKLEMELERİN ŞİİRİ

Salâh Birsel Şiirine Bir Bakış

Uzun beklemelerin şiirini yazmıştır Salâh Birsel. Dizeleri us pırıltılarıyla doludur. Tahir Alangu, 1955 yılında yazdığı “Salâh Birsel’in Odası” adlı yazısında, “Salâh Birsel’de beğenmediği toplum düzenine karşı kızmadan, içerlemeden, dudağında iri bir tebessüm, gözlerinde küçümsemeden gelen pırıltılarla, tepeden bakan allegoriler altında gizlenmiş bir tenkitçi ruhunun geliştiği görülüyor” demiştir Birsel için.

Ben Hâlik

Her yerde hâzır ve nâzırım

Doğum günüm yok

Dünyayı 6 günde yarattım

Dağları ovaları birlikte

Kiminiz Hıristiyan oldunuz

Kiminiz Musevi

Kiminiz Müslüman

Hiçbirinize söz geçiremedim

                     HAVAYA SUYA TOPRAĞA KARŞI şiirinden

Edebiyatımızda daha çok denemeci olarak bilinen Salâh Birsel, ilk şiirlerini 1947 yılında Dünya İşleri adıyla çıkarmıştır. İkinci kitabı Hacivat’ın Karısı (1955), Ases (1960), Kikirikname (1961), Haydar Haydar (1972), Varduman (1993), Yalelli (1994), Rumba da Rumba (1995), İnce Donanma (1995), Yaşama Sevinci (1995), Çarleston (1996), Baş ve Ayak (1997), Sevdim Seni Ey İnsan (1997), Nardenk (1998) gelmiştir.

Bu uzun şiir serüveninde Salâh Birsel, parlak zekâsı, geniş kültürü ve ironik yaklaşımları ile eserlerinde farklı bir atmosfer oluştururken, şiirlerinde duygudan, lirizmden daha çok zekâya ve akla önem vermiştir.

Salâh Birsel, şiirinin kıvama gelene kadar dış dünyasıyla iç dünyasının birbirine karıştığını ancak o vakit şiirinin gerçek kıvamını aldığını söyler.

Ensemizde mehter çalarlar

Zum yapar canımızı vururlar

Kıl ucu yürek yoktur bizde

Dağılırız perakende oluruz

Boyuna polim değiştirirler

Biz tahtasakal bekleriz

Onlar hoplarken zıplarken

Biz vahır vahır terleriz

                      ETKAFALAR şiirinden

Garip ve İkinci Yeni akımlarını kendine göre yorumlayarak, uzaktan izleyerek Halk şiirine yaklaşan yalın bir üslupla şiirlerini yazmıştır.Yazılarında tattığımız humor şiirlerine de yansımıştır. O bir dil ustasıdır. Şiir ilkelerini şöyle sıralar:

“*Usun süzgecinden geçmemiş bir duygu, deli saçmasından öteye geçemez.

*Şiir bir matematik problemi çözümündeki zekaya eş bir çabayla dokunur.

*Şiir heyecanla yazılamaz.

*Şiirde sözcük sayısı kadar konu vardır.

*Şiirin güzelliği kendi dışında bıraktığı sözcüklerin sayısıyla doğru orantılıdır.”

Ve yayıldıkça mutfağa pasta kokusu

O da endamını gerecek

Bir tabak alacak raftan

HACİVAT beni sevmişti sahi diyecek

Gün gelecek KAMER HANIM

Boyuna pasta pişirecek

KAMER HANIM şiirinden

Yine Salâh Birsel hakkında yazılmış güzel bir yazı da 1990’lı yıllarda yazılmıştır. “Salâh Birsel’in kıyılarındayım,” diye bir tümceyle başlar yazı. Karşı dergisinde M. Güner Demiray tarafından yazılan yazı, “Salâh Birsel Denizi” başlığını taşımaktadır. Birsel’in sözcüklerine yürek taktığını, onları kan vererek canlandırdığını yazmıştır. Ardından Salâh Birsel de Varlık dergisinde bu yazıya gönderme yaparak “Ben Bir Denizim” başlıklı denemesini yazmıştı.

Yüz bin neşter sıktım yüreğim

Öyle yazdım buncağızı

Sizi gözledi gözlerim izledi

Karadeniz gibi dalga vurdum

Vay bana vaylar bana

Günlerimin sintinesi büküldü

Güldüm gülmedim

Kaç canım çıktı bilemedim

                        NİCE BİN GÜZEL şiirinden

KAYNAKÇA:

Köçekçeler, Adam Yayınları, Salâh Birsel

Varlık dergisi, Mayıs 1994 sayısı

Varlık dergisi, Haziran 1995 sayısı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Feridun Andaç

  KENDİ BAKIŞINDA BİR SES OLABİLMEK                                                                                                         ...