UZUN BEKLEMELERİN ŞİİRİ
Salâh Birsel Şiirine Bir Bakış
Uzun beklemelerin şiirini yazmıştır Salâh Birsel. Dizeleri us pırıltılarıyla doludur. Tahir Alangu, 1955 yılında yazdığı “Salâh Birsel’in Odası” adlı yazısında, “Salâh Birsel’de beğenmediği toplum düzenine karşı kızmadan, içerlemeden, dudağında iri bir tebessüm, gözlerinde küçümsemeden gelen pırıltılarla, tepeden bakan allegoriler altında gizlenmiş bir tenkitçi ruhunun geliştiği görülüyor” demiştir Birsel için.
Ben Hâlik
Her yerde hâzır ve nâzırım
Doğum günüm yok
Dünyayı 6 günde yarattım
Dağları ovaları birlikte
Kiminiz Hıristiyan oldunuz
Kiminiz Musevi
Kiminiz Müslüman
Hiçbirinize söz geçiremedim
HAVAYA SUYA TOPRAĞA KARŞI şiirinden
Edebiyatımızda daha çok denemeci olarak bilinen Salâh Birsel, ilk şiirlerini 1947 yılında Dünya İşleri adıyla çıkarmıştır. İkinci kitabı Hacivat’ın Karısı (1955), Ases (1960), Kikirikname (1961), Haydar Haydar (1972), Varduman (1993), Yalelli (1994), Rumba da Rumba (1995), İnce Donanma (1995), Yaşama Sevinci (1995), Çarleston (1996), Baş ve Ayak (1997), Sevdim Seni Ey İnsan (1997), Nardenk (1998) gelmiştir.
Bu uzun şiir serüveninde Salâh Birsel, parlak zekâsı, geniş kültürü ve ironik yaklaşımları ile eserlerinde farklı bir atmosfer oluştururken, şiirlerinde duygudan, lirizmden daha çok zekâya ve akla önem vermiştir.
Salâh Birsel, şiirinin kıvama gelene kadar dış dünyasıyla iç dünyasının birbirine karıştığını ancak o vakit şiirinin gerçek kıvamını aldığını söyler.
Ensemizde mehter çalarlar
Zum yapar canımızı vururlar
Kıl ucu yürek yoktur bizde
Dağılırız perakende oluruz
Boyuna polim değiştirirler
Biz tahtasakal bekleriz
Onlar hoplarken zıplarken
Biz vahır vahır terleriz
ETKAFALAR şiirinden
Garip ve İkinci Yeni akımlarını kendine göre yorumlayarak, uzaktan izleyerek Halk şiirine yaklaşan yalın bir üslupla şiirlerini yazmıştır.Yazılarında tattığımız humor şiirlerine de yansımıştır. O bir dil ustasıdır. Şiir ilkelerini şöyle sıralar:
“*Usun süzgecinden geçmemiş bir duygu, deli saçmasından öteye geçemez.
*Şiir bir matematik problemi çözümündeki zekaya eş bir çabayla dokunur.
*Şiir heyecanla yazılamaz.
*Şiirde sözcük sayısı kadar konu vardır.
*Şiirin güzelliği kendi dışında bıraktığı sözcüklerin sayısıyla doğru orantılıdır.”
Ve yayıldıkça mutfağa pasta kokusu
O da endamını gerecek
Bir tabak alacak raftan
HACİVAT beni sevmişti sahi diyecek
Gün gelecek KAMER HANIM
Boyuna pasta pişirecek
KAMER HANIM şiirinden
Yine Salâh Birsel hakkında yazılmış güzel bir yazı da 1990’lı yıllarda yazılmıştır. “Salâh Birsel’in kıyılarındayım,” diye bir tümceyle başlar yazı. Karşı dergisinde M. Güner Demiray tarafından yazılan yazı, “Salâh Birsel Denizi” başlığını taşımaktadır. Birsel’in sözcüklerine yürek taktığını, onları kan vererek canlandırdığını yazmıştır. Ardından Salâh Birsel de Varlık dergisinde bu yazıya gönderme yaparak “Ben Bir Denizim” başlıklı denemesini yazmıştı.
Yüz bin neşter sıktım yüreğim
Öyle yazdım buncağızı
Sizi gözledi gözlerim izledi
Karadeniz gibi dalga vurdum
Vay bana vaylar bana
Günlerimin sintinesi büküldü
Güldüm gülmedim
Kaç canım çıktı bilemedim
NİCE BİN GÜZEL şiirinden
KAYNAKÇA:
Köçekçeler, Adam Yayınları, Salâh Birsel
Varlık dergisi, Mayıs 1994 sayısı
Varlık dergisi, Haziran 1995 sayısı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder